Kalp hastalığı nasıl başlar biliyor musunuz? Aslında çoğu zaman “aşk” zannederek! Çünkü göğsünüzde bir sıkışma olur, nefesiniz daralır, eliniz ayağınız titrer… ama bir bakmışsınız sevgiliniz değil, damarlarınız tıkanmaya başlamış. Kalp bazen gerçekten kırılıyor, ama bu kez duygusal değil, biyolojik bir mesele! Kalp hastalığı genelde sessiz başlar, sonra bir sabah kahvaltısında tostun kenarına göz dikerken sizi “ufaktan uyarır”. Bu yazıda biraz güleceğiz, biraz düşüneceğiz, ama en çok “kalbim bana ne demek istiyor” diye iç sesimize kulak vereceğiz. Kalp hastalığı: Bir aşk hikâyesi gibi başlar İlk başta hiçbir şey fark etmezsiniz. Tıpkı yeni bir ilişki gibi. Damarlarınız sessizce daralır, kolesterol damarlara naz…
Yorum BırakParlak Fikir Pınarı Yazılar
Göz Çevresi İçin Hangi Yağ Kullanılır? Bir Psikoloğun Zihin, Beden ve Öz Bakım Üzerine Düşünceleri Bir psikolog olarak beni her zaman büyüleyen şey, insanların görünürde küçük seçimlerinin aslında ne kadar derin psikolojik süreçleri yansıttığıdır. Örneğin, birinin göz çevresi için hangi yağı tercih ettiğini sorması, yalnızca bir cilt bakım rutiniyle ilgili değildir. Bu soru, bireyin kendine nasıl yaklaştığını, duygusal ihtiyaçlarını nasıl karşıladığını ve toplumsal etkileşimlerinde nasıl bir imaj kurduğunu da açığa çıkarır. Bugün, “Göz çevresi için hangi yağ kullanılır?” sorusunu bilişsel, duygusal ve sosyal psikolojinin merceğinden inceleyeceğiz. Bilişsel Psikoloji: Seçimin Ardındaki Zihinsel Süreçler Bilişsel psikolojiye göre insanlar karar verirken bilgiye, algıya…
Yorum BırakGöstergeç Nasıl Çalışır? Anlamın Geçitlerinde Bir Felsefi Yolculuk Bir filozofun bakışıyla dünyaya yöneldiğimizde, her şeyin ardında bir anlam geçidi olduğunu fark ederiz. İnsan zihni, nesnelerden, kelimelerden ve simgelerden sürekli olarak anlam üretir. İşte bu geçitlerin her biri bir göstergeçtir: duyusal olanı düşünsel olana, nesneyi fikre, görüleni kavrana dönüştüren bir ara yüz. “Göstergeç nasıl çalışır?” sorusu bu yüzden yalnızca teknik değil, aynı zamanda felsefi bir sorudur. Çünkü bu mekanizmayı anlamak, insanın bilme, var olma ve eyleme biçimlerini anlamaktır. Epistemolojik Perspektif: Bilgiye Giden Yolda Göstergeç Epistemoloji, yani bilgi felsefesi, insan zihninin dünyayı nasıl kavradığıyla ilgilenir. Göstergeç bu bağlamda, duyularla algıladığımız nesneleri zihinsel…
Yorum BırakGres Yağı Nerede Bulunur? Sanayiden Mutfağa Uzanan Sessiz Kahraman Gres yağı, yağ (mineral/sentetik), kalınlaştırıcı (sabun veya sabun dışı) ve katkı paketlerinden oluşan yarı katı bir yağlayıcıdır. Akışkan yağların tutunamadığı, toz ve suyun zorladığı, parça toleranslarının yüksek olduğu sistemlerde yüzeyler arasında koruyucu bir film tabakası kurarak sürtünme, aşınma ve korozyonu azaltır. Modern sınıflandırmalarda en çok NLGI kıvam numarası ile anılır; 000’den 6’ya uzanan bu skalada NLGI 2, otomotiv ve genel sanayi için “orta kıvam”ın altın standardıdır. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Tarihsel Arka Plan: Hayvansal Yağdan Endüstriyel Greslere Gresin kökeni, tekerlek ve kızakların hayvansal yağlarla yağlandığı antik çağlara kadar uzanır. Metal çağında yükler ve hızlar…
Yorum BırakBazen hayatın tam ortasında, bir anda “hararet” bastığını hissedersin. Sadece bedende değil, kalpte de. İşte bu hikâye, o anlardan birinde başlayan bir yolculuğun hikâyesi… Hararet Nasıl Geçer? Bir Yaz Akşamının Hikâyesi Güneş, denizin üzerinden kızıl bir perde gibi batarken, Elif ellerini serin suya daldırmış, düşüncelere dalmıştı. “İçim yanıyor,” dedi kendi kendine. Sıcak hava mıydı onu böyle yakan, yoksa içindeki sarsıntı mı? O an yanına gelen Mert, elindeki soğuk limonatayı uzattı. “Bak,” dedi gülümseyerek, “bilim der ki, hararet vücuttan değil, kafadan başlar. Önce düşünceleri soğutmak lazım.” Elif hafifçe güldü. “Sen hep çözüm odaklısın,” dedi. “Benim içim yanarken sen strateji yaparsın.” Mert…
Yorum BırakBordo Bulamacı Yerine Ne Kullanabilirim? Pedagojik Bir Yaklaşım ve Alternatif Yöntemler Üzerine Düşünceler Eğitim, insanların düşünme biçimlerini değiştirme, yeni bilgiler edinme ve farklı dünyalara bakış açıları geliştirme gücüne sahip bir süreçtir. Her bireyin öğrenme süreci farklıdır, ancak her biri potansiyelini açığa çıkarma şansı bulmalıdır. Öğrenmenin dönüştürücü gücüne inanarak, öğretim ve öğrenme yöntemlerinin, kullanılan araçlardan daha önemli olduğunu savunuyorum. Bu yazıda, zeytinliklerde yaygın olarak kullanılan bir tarım uygulaması olan bordo bulamacının alternatifleri üzerinden pedagojik bir tartışma yapacağım. Peki, bordo bulamacı yerine ne kullanılabilir? Öğrenme teorileri ve pedagojik yöntemler ışığında, bu soruyu daha geniş bir perspektiften ele alacak, alternatiflerin bireysel ve toplumsal…
Yorum BırakAylak Sınıf Teorisi Nedir? İnsan Davranışlarının Görünmez Psikolojisi Bir psikolog olarak, insanların neden belirli davranışları sergilediğini anlamak her zaman büyüleyici olmuştur. Özellikle de bu davranışların çoğu, bilinçli tercihlerden çok sosyal etkileşimlerin ve içsel motivasyonların ürünüdür. Aylak Sınıf Teorisi, ilk bakışta ekonomik bir kavram gibi görünse de, derinlemesine incelendiğinde insanın psikolojik yapısını aydınlatan bir ayna işlevi görür. Thorstein Veblen tarafından 1899 yılında geliştirilen bu teori, insanların yalnızca ihtiyaçlarını karşılamak için değil, aynı zamanda sosyal statülerini göstermek için tükettiklerini öne sürer. Ancak bu düşünce, sadece ekonomiyle değil, bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji açısından da önemli ipuçları taşır. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Görünürlük ve…
Yorum Bırakİlk TBMM Ne Zaman Açıldı? Felsefi Bir Bakışla Yorumlanması Bir Toplumun Kendini Tanıması: İlk TBMM’nin Felsefi Derinliği İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 23 Nisan 1920’de açıldı. Bu tarih, sadece bir dönüm noktası değil, aynı zamanda bir toplumun kendi varlık, kimlik ve geleceği üzerine yaptığı derin bir felsefi sorgulamanın da başlangıcını simgeliyor. İnsanlık tarihi boyunca devletler, toplumlar ve hükümetler, kendilerini var kılmak, düzeni sağlamak ve halkın haklarını teminat altına almak için çabalar sarf etmiştir. Peki, 23 Nisan 1920’nin bu denli anlamlı olmasının ardında ne tür bir felsefi dinamik yatıyor? Bu yazıda, TBMM’nin açılışını etik, epistemoloji ve ontoloji perspektiflerinden inceleyerek, toplumsal…
Yorum BırakGök Gürültüsünden Korkmamak İçin Ne Yapmalıyız? — Zihnin Fırtınalarını Dindirmek Bir psikolog için gökyüzü, insan zihninin bir yansımasıdır. Bulutlar, bastırılmış duyguları; şimşek, ani öfke veya korku patlamalarını; gök gürültüsü ise içsel çatışmaların yankısını temsil eder. “Gök gürültüsünden korkmamak için ne yapmalıyız?” sorusu, aslında yalnızca doğaya karşı değil, zihnimizin derinliklerindeki belirsizliklere karşı da yöneltilmiş bir sorudur. Çünkü insan, gökyüzünden gelen sesle değil, kendi içinden yükselen yankıyla ürker. 1. Korkunun Kökeni: Bilişsel Bir Yanılsama Psikolojide korku, genellikle bilinmezlikten doğar. Gök gürültüsü, çocuklukta öğrenilen bir “ani ses – tehlike” ilişkisinin ürünüdür. Beynimiz bu sesi, potansiyel bir tehdit olarak kodlar. Oysa bu bilişsel bağlantı…
Yorum BırakKöpekler Neyin Tadını Sevmez? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış Hayatımızda en çok sevdiğimiz dostlarımızdan biri köpekler. Onların damak tadı, aslında yalnızca biyolojik bir konu değil; toplumsal algılarımız, cinsiyet rolleri ve çeşitlilik bakış açılarımızla da ilişkilendirilebilir. Bu yazıda, “Köpekler neyin tadını sevmez?” sorusunu hem bilimsel hem de toplumsal dinamiklerle ele alarak, birlikte yaşamın farklı boyutlarına ışık tutalım. Amacımız yalnızca bilgi vermek değil, aynı zamanda okuyucuları düşünmeye, tartışmaya ve paylaşmaya davet etmek. Biyolojik Perspektif: Köpeklerin Tat Tercihleri Köpeklerin tat alma duyusu, insanlarınkinden oldukça farklıdır. Onlar özellikle acı ve ekşi tatları pek sevmezler. Narenciye kabukları, sirke veya acı biber…
Yorum Bırak