İçeriğe geç

TÜBİTAK yeni başkanı Orhan Aydın kimdir ?

![Image](

![Image](

![Image](

Sıcak Bir Başlangıç

Bilim ve teknolojiye merak duyan biri olarak, güncel gelişmeleri takip ederken bir yandan da “kim bu insanlar, nasıl bir yolculuk yaşadı?” diye soruyorum. Bu yazıda, ülkemizin bilim dünyasında önemli bir dönemi temsil eden yeni lideri — Prof. Dr. Orhan Aydın — tanımanın ve hikâyesini paylaşmanın tam zamanıdır.

 TÜBİTAK’ın Yeni Dönemi: Orhan Aydın Göreve Başladı

14 Eylül 2024 tarihli Resmî Gazete kararıyla, Prof. Dr. Orhan Aydın, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı olarak atandı. O gün, kurumsal törende görevi vekaleten yürüten İsmail Doğan dan devraldı.

TÜBİTAK yönetiminde de yenilenme vardı: Başkan Yardımcılığı görevine Prof. Dr. Mesut Güner; Yönetim Kurulu üyeliğine ise Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil getirildi.

 Arka Plan: Orhan Aydın’ın Akademik ve Profesyonel Yolculuğu

Orhan Aydın, makine mühendisliği üzerine uzman; özellikle termodinamik, ısı ve kütle transferi, akışkanlar mekaniği, mikro-elektro-mekanik sistemlerde akış fiziği ve enerji depolama gibi alanlarda çalışıyor. 2007’de profesör unvanı alan Aydın, çok sayıda lisansüstü öğrencinin (9 doktora, 11 yüksek lisans) tezlerini yönetti.

Kariyeri boyunca ulusal ve uluslararası destekli projelerde görev aldı; TÜBİTAK projeleri başta olmak üzere, bilimsel araştırma ve uygulama ortamlarında aktif oldu. Ayrıca 2022’den itibaren Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) üyesi olarak da görev yapıyor.

Geçmişte akademik yönetimde de bulundu: 2008–2012 yılları arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde rektör yardımcılığı; sonrasında ise Tarsus Üniversitesi rektörlüğü yaptı. Rektörlük görevi yaklaşık 6 yıl sürdü.

 Bilimden Yönetime: Neden Orhan Aydın?

Orhan Aydın’ın TÜBİTAK Başkanı seçilmesi, yalnızca akademik geçmişine değil; bilim–sanayi köprüsünü kurabilme potansiyeline ve geniş araştırma tecrübesine dayanıyor. Kendisi, bilimsel çalışmalarda uluslararası düzeyde geçerli deneyime sahip; bu da TÜBİTAK’ın hem ulusal hem küresel ölçekte rolünü güçlendirmek açısından önemli.

Kendi sözleriyle: “TÜBİTAK, ülkemizin araştırma ekosisteminin yetkinliği anlamında en önemli, en öncü kurumu.” Bu yaklaşım, kurumun sadece üniversite değil — ilkokuldan sanayiye, sivil toplumdan uluslararası projelere kadar geniş bir yelpazede sorumluluk taşıdığı anlayışıyla şekilleniyor.

Nitekim Aydın, “aklımızın ve kalbimizin ortak ikliminde ufkumuzu, enerjimizi birleştirerek güzel işlere imza atacağız” diyerek; bilim, disiplinler arası iş birliği ve toplumsal katkı vurgusu yaptı.

 Yeni Vizyon: TÜBİTAK ve Türkiye’nin Bilim Yolculuğuna Ne Getirebilir?

Orhan Aydın döneminde beklenen temel değişimler ve öncelikler şöyle özetlenebilir:

Araştırmacı–sanayi–eğitim hattında daha güçlü entegrasyon: Aydın’ın mühendislik altyapısı ve akademik disiplin deneyimi, sanayi ile akademik dünyayı birbirine daha yakın kılabilir.

Uluslararası bilimsel görünürlüğün artışı: Uluslararası projeler, iş birlikleri ve bilimsel yayınlarla Türkiye’nin bilimsel üretimini daha görünür kılmak.

Çok disiplinli araştırmalar ve inovasyon kültürü: Termodinamik, enerji, biyolojik sistemler, mikro sistemler gibi alanlarda çalışmalar geçmişi olan Aydın, yenilikçi ve uygulamalı projelere öncelik verebilir.

Eğitimden araştırmaya, toplumdan sanayiye uzanan geniş etki: TÜBİTAK’ın sadece üniversiteye değil, tüm eğitim seviyelerine, sivil topluma ve sanayiye hitap eden yapısı — bu kapsamda toplumsal fayda odaklı politikalar geliştirilebilir.

 Bir İnsan, Bir Hikâye: Orhan Aydın’ın Bilimle Kurduğu Köprü

Düşünün: Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde bir makine mühendisliği öğrencisisiniz. Hocanız, sizi yalnızca teorik bilgiyle değil; laboratuvarda, projelerde, sanayi bağlantılarında elinizden tutuyor; “Bu fizikle, bu mühendislikle neler yapabiliriz?” sorusunu birlikte soruyorsunuz. Orhan Aydın o hoca. Yıllar sonra bu hoca, Türkiye’nin bilim politikasını yönetecek konuma geliyor.

Onun hikâyesi, burs ortamında yetişmiş, akademiyi, mühendisliği, yönetimi ve vizyonu birleştiren bir yolculuğun örneği. TÜBİTAK gibi geniş bir tabana sahip kurum için bu çeşitlilik — geçmiş deneyimlerin, farklı alanlarda uğraşmış bir bilim insanının yöneticiliğine dönüşmesi — büyük avantaj.

Son Söz ve Sizi Çağırıyorum

Sizce Orhan Aydın dönemi, TÜBİTAK ve Türkiye bilim dünyası için ne gibi fırsatlar yaratabilir? Hangi alanlarda daha çok yatırım görmeyi umut ediyorsunuz? Bu yeni dönemde sizin dikkat ettiğiniz konular neler? Yorumlarınızla gelin, bu bilim sohbetini birlikte kuralım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbet güncel giriş adresivdcasino infobetexper girişsplash